• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • İletişim
  • Künye

Dergimiz Bir

Dergimiz yakında bu sütunlardan size ulaşacak

  • Yazarlar
    • Duygu ERİŞKİN
    • Erkan AKBALIK
    • Erol PEKTAŞ
    • Erol ŞAŞMAZ
    • Ertan OKUMUŞ
    • Fazıl ŞİMŞEK
    • Gökçe TOPUZ
    • Gökhan GÜNERİ
    • Hasancan ERALACA
    • İbrahim AKSOY
    • Mehmet GÖKYAYLA
    • Onur Okumuş Gedikli
    • Özge TEKİNSAL
    • Öznur BALIKAY
    • Rahim SAĞ
    • Şebnem KANDEMİR
    • Şakir ATA
    • Reha KORKUT
    • Ramazan YILMAZ
    • Demet Şentürk
    • Kevser Şimşek
    • Ömer Bayram
    • Yeşim Özel Küçük
  • Tarih
  • Edebiyat
  • Gezi & Yorum
  • Kültür & Sanat
    • Sinema & Tiyatro
  • Tarım
  • Yaşam

Ertan OKUMUŞ

Umudumuz Sizde..

Yeniden merhaba, yaklaşık iki aylık bir süreden sonra tekrar huzurlarınızda olmanın heyecanı ve keyfi kelimelerle anlatılacak gibi değil inanın.

Bu sayımız 23 Nisan ve 19 Mayıs Kutlamalarının arasına denk geldi, her iki bayram da bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcı önderi Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklarımıza ve gençlerimize armağan edilmiş çok ama çok anlamlı günler.

Yüce atamızın çocuklara ve gençlere ne kadar çok önem verdiği ve devrimlerini onlara emanet ettiği buradan da belli olmuyor mu zaten.
Sevgili çocuklar ve genç kardeşlerim buradan naçizane bir ağabeyiniz bir büyüğünüz olarak birkaç tavsiyede ve öneride bulunmak istiyorum.
Bizler yaşımız ve dönemin şartları itibariyle, büyüklerimiz tarafından “aman önlerde gözükme, arkalarda da yer alma” gibi telkinlerle büyütüldük ( bunların nedenlerini inşallah başka bir yazıda anlatırım) ve dolayısıyla kendini çok ifade edemeyen, girişimcilikten yoksun, özgüveni zayıf ve buna bağlı olarak medeni cesareti olmayan-gelişmeyen bireyler olarak büyüdük ve nerdeyse çocuklarımızı da bu şekilde yetiştirmeye başladık ve sonuçta kendini geliştiremeyen bireyler olarak yaşadığımız topluma da çok katkı sunamadık…

Halbuki atam ne demişti? “ Umudum Gençliktedir” Siz çocuklar ve sevgili gençler; lütfen sorgulama alışkanlığınızı geliştirin, size söylenen her şeyi peşinen kabul etmeyin ( aman ha asi olun demiyorum, yanlış anlaşılmasın 🙂 ) anlamadığınızı sorun , anlayana kadar sorun,ikna olana kadar pes etmeyin bir yanlış gördüğünüzde müdahale edin ( benim müdahale etmemle ne olacak demeyin) güçlü toplum kendini yetiştirmiş bireylerden oluşabilir ancak, bunu lütfen aklınızdan çıkarmayın.

Sizleri çok seviyoruz, yaptığınız- yapacağınız hatalara rağmen üstelik..hata yaparak,onlardan ders çıkararak gelişebilir ancak insan,hata yapmaktan korkmayın hiçbir başarılı insan ilk denemesinde yakalayamamıştır başarıyı, ve başarının çalışmaktan önce geldiği tek yer sözlüktür bunu unutmayın..

Bu vesileyle Türk Milletinin hem 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını hem de 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını kutluyorum.

İki milli bayramımız arasına denk gelen Ramazan Ayının da tüm İslam Alemine hayırlı olmasını diliyorum,görüşmek dileğiyle..

ERTELEMEK ÖLÜMDÜR

Sizlerle buluşmamızda böyle bir başlıkla karşınıza çıkmak istemezdim inanın, umarım yazıyı okuduktan sonra başlık konusunda bana hak verirsiniz…

İnsanlar ölüm döşeğindeyken en çok yaptıklarından değil de, yapabilecek durumdayken yapmadıklarından pişmanlık duyarlarmış…

Çok yakın bir dostum. yakın bir zamanda bir olaydan bahsetti ve dinledikten sonra ağzımdan başlıktaki kelimeler döküldü;

Bir kadın ayak parmağındaki ağrılar nedeniyle doktora gider ve muayene sonucunda parmağının kangren olduğu ve kesilmesi gerektiği söylenir,aile şaşkın ve şokta.. düşünmek isterler ve evde çokça tartışılır bu konu ve kadının ağrıları iyice arttığında çaresiz doktorun yolunu tutarlar “tamam kesin parmağı kurtulsun bari bu acıdan” doktor kangrenin ilerlediğini ve ayak bileğinden kesilmesi gerektiğini söyler bu defa,yine şaşkınlık ve şok..aile yine bunu konuşmak için günlerce tartışır ve bu böyle gider ve diz kapağı derken kalçadan kesilmesine kadar gider.. Başta parmağıyla kurtulup hayatına bağımsız devam edebilecekken yürüyemez ve yardıma muhtaç bir hale gelir sonuçta…

Yukarıda anlattığım hikayenin değişik versiyonlarını yaşıyoruz istisnasız hepimiz! Hani o kullanmaktan uzak durduğumuz “özür dilerim” “seni seviyorum” veya sıkça kullandığımız “sonra ararım” veya “önce o” kelimeleri var ya? Hatta birde arayıp iki kelime konuşmak yerine kopyala yapıştır mesajlar var ya hani? İşte onlarla ne kadar cinayet işlediğimizi hiç düşündünüz mü? Kaç sevgiyi, kaç şefkat ihtiyacında olanı? ya kendi içimizde öldürdüklerimiz?

Haydi gelin bugün kendimize ve tüm insanlığa bir şans tanıyalım, aramasını beklediğimiz o kişiyi biz arayalım, sms yerine sesimizi duyuralım, ilk merhabayı-ilk günaydını biz diyelim çünkü bize kimin ve ne kadar ihtiyacı olduğunu bilmiyoruz ve daha önemlisi ne kadar ömrümüz kaldığını da…

Tekrar buluşabilmek dileğiyle, keyifle kalın..

Haklı olmak mı? Mutlu olmak mı?

Ertan OKUMUŞ

Yeniden merhaba; uzunca sayılabilecek bir ayrılıktan sonra (en azından bana öyle geliyor) yeniden sizlerin huzurunda olmak tarifi zor ve heyecan verici bir durum.

Başlığa bakıp “ ne yani seçim yapmak zorunda mıyız, hem zaten haklı olan zaten mutludur” dediğinizi duyar gibiyim.. Acaba gerçekten öylemi? %100 haklı olduğunuz kaç durumda mutlu oldunuz, yada bir başkasının mutsuz olduğu hangi durumda mutlu kalmayı başarabildiniz? Mesela trafikte haklı olduğunuz olaylar sizi mutlu mu etti çoğunlukla huzursuz mu?

Bunları neden anlatıyorum, bizler hayatı bir şekilde rekabete dayalı yaşayan veya böylesi eğitilmiş bireyleriz, kazanmak çoğu zaman pek çok değerin önüne geçiyor örneğin saygı, hoşgörü gibi..

Halbuki hayatta mutlu olabilmenin ve birlikte yaşayabilmenin sırrı bana göre karşılıklı saygı ve hoşgörüden geçiyor ve bunların hiçbirisi kendinizden ödün verdiğiniz anlamına gelmiyor. Karşınızdaki kişinin hiç beklemediği bir anda ondan özür dilemenizin neredeyse sizi ufalamaya gelen kişiyi nasıl baştan bertaraf ettiğini kaç kişi yaşadı ve hatırlıyor?

Bütün insanlar önemsenmek ve kendilerine değer verildiğini görmek-bilmek ister ve bunu gösteren insanlara kendileri de değer vererek saygıyla yaklaşırlar.

Haklı olduğum ama sonuçta mutlu olamadığım yüzlerce olay yaşadım, bir an gözlerinizi kapatıp düşündüğünüzde benzer şeyler sizlerin de gözünün önüne gelecek..

Ne mi demek istiyorum? “ ben artık haklı olmayı değil mutlu olmayı seçtim” tartışmanın ( bilimsel ve düzeyli olanlarını saymıyorum) rekabetin, kavganın yani tek tarafın kazandığı bir durumda  aslında hiç kimseyi mutlu etmeyecektir.

Gelin hep birlikte mutlu olalım…

Birincil kenar çubuğu

Umudumuz Sizde..

Yeniden merhaba, yaklaşık iki aylık bir süreden sonra tekrar huzurlarınızda … [Devamı...] hakkındaUmudumuz Sizde..

  • ERTELEMEK ÖLÜMDÜR
  • KANSER!… KİRAZ AĞAÇLARINI DA VURUYOR!
  • KİRAZDA YAŞANAN SORUNLARA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Bizi Takip Edin

  • Facebook
  • Instagram
  • Twitter

Copyright © 2021 · News Pro on Genesis Framework · WordPress · Giriş