Bayramlar dünyada tüm ülkelerin kendine has farklı zaman dilimlerinde önem verdiği ve halkın tüm imkanlarıyla katıldığı özel günlerdir. Bu durumu iki farklı şekilde incelemek lazımdır; bunlar dini bayramlar ve milli bayramlardır. 19 Mayıs Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşayan tüm vatandaşlarımızın ve devletin kutladığı milli bir bayramdır. Bu tarihin niçin milli bayram olarak kutlandığı ve ne zaman başladığı konusunu aydınlatmaya çalışacağız. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaya başlanmasının temelinde Selim Sırrı Tarcan’ın jimnastik şenlikleri önemli bir yer tutar. Bu şenlikler 10 Mayıs 1928 yılında başlamıştır Okullar Bayramı İdman Bayramı, Jimnastik Şenlikleri adları altında kutluyordu. olmasıdır. Bu yapılan etkinlikler Milli bayram yolunda atılan bir adımdır. 19 Mayıs 1919 yılında Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsuna çıktığı günün Jimnastik şenlikleri ile bütünleşmesi ve bayram şeklini alması, bu günün Samsun Halkı tarafından Gazi günü olarak kutlanması önemli bir yer tutar. 1926 yılından itibaren Samsun halkının Resmi bir bayram gibi ciddiye alarak yaptıkları bu mahalli bayram kutlamalar her yıl düzenli olarak Gazi günü olarak kutlaması bu kutlamaları yapmak üzere protokol ve düzenlemeler her gecen yıl anlamlı hale gelmesi önemli bir yer tutmaktadır. 19 Mayıs 1919 gününü bu günün Nutuk’tan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kendi anlatımından okuyalım “1919 yılı Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüş Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu topluluk, Genel Savaşta (Birinci Dünya Savaşında) yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes anlaşması (mütarekename) imzalanmış. Büyük Savaşın uzun yılları boyunca, ulus, yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve ülkeyi Genel Savaşa sürükleyenler, kendi yaşamlarının kaygısına düşerek, yurttan kaçmışlar. Padişah ve Halife olan (Saltanat ve halifelik katında oturan) Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet, güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın isteklerine uymuş, onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş. Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta. İtilâf devletleri, ateşkes anlaşması hükümlerine uymayı gerekli görmüyorlar. Birer uydurma nedenle, İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana ili Fransızlar; Urfa, Maraş, Antep İngilizlerce işgal edilmiş. Antalya ile Konya’da İtalyan birlikleri, Merzifon’la Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her yanda yabancı devletlerin subay ve görevlileri ve özel adamları çalışmakta. Daha sonra, sözümüze başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919’da İtilâf Devletlerinin uygun bulmasıyla Yunan ordusu İzmir’e çıkarılıyor. Bu gelişmeler ışığında gerekçeleri ile Kurtuluşun Anadolu’dan başlanması kesinlik kazanmıştı.”
Bu noktada bir fırsat yaratılmalıydı Anadolu’ya geçiş sağlanmalıydı. Vahdettin İstanbul’un işgali olabilecek bir durumla karşı karşıya kalma tehlikesi içindeydi çünkü Doğu Karadeniz bölgesinde Rum çeteleri ve diğer etnik gruplar yöre insanına acılar çektirmektedir bundan dolayı bu bölgede Rum çetelerine karşı bir direniş baş göstermişti özellikle Topal Osman bu bölgenin direnişçilerin başında gelmekteydi. İngiliz Hükümetinde baskısıyla bu direnişlerin son bulması ve bu sorunları araştırılması için o bölgeye Askeri Müfettiş gönderilmeliydi. Durumu Osmanlı Hükümetine rapor halinde sunup bu bölgede yapılan direnişlerin önüne geçilecekti. Bu konuda Padişah Vahdettin ile Atatürk arasında geçen konuşmayıda nakletmek gerekir “Paşa paşa şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin bunların hepsi bu kitaba girmiştir. Bunları unutun ancak şimdi asıl yapacağınız Hizmet hepsinden daha mühim olabilir. Paşa devleti kurtarabilirsiniz.” Bu konuşma yeni bir devlet kurmak için atılan adımlardan ziyade Osmanlı Devletinin elinde kalan İstanbul da egemenliğini yürütebilmek için söylenmiştir. Diğer türlü burasıda işgal edilme durumu ortaya çıkmıştır. Atatürk tüm hazırlıkları yaparak 16 Mayıs 1919 Cuma günü yola çıkmak üzere Galata rıhtımdan Bandırma gemisine bindiğinde gemide toplamda 76 kişi yer almaktaydı bunların dağılımı şu şekildedir:
1. 9. Ordu Müfettişi Mirliva(Tuğgeneral) Mustafa Kemal Paşa (Atatürk)
2. 3. Kolordu Komutanı Erkan-ı Harp Mir Alayı (Kurmay Albay) Re’fet (Bele Paşa)
3. Müfettişlik Kurmayı Başkanı Erkan-ı Harp Mir Alayı Manastırlı Kazım (Dirik Paşa)
4. Müfettişlik Sağlık Daire Başkanı Tabip Miralay İbrahim Tali (Öngören)
5. Kurmay Başkan Yardımcısı Erkan-ı Harp Kaymakamı (Kurmay Yarbay) Mehmet Arif Bey (Ayıcı)
6. Karargah Erkan-ı Harbi ve İstihbarat ve Siyasi şube Müdürü Erkan-ı Harp Binbaşısı Hüsrev Gerede
7. Müfettişlik Topçu konutanı Topçu Bin Başı Kemal Bey (Doğan)
8. Müfettişlik Sağlık Daire Başkan Yardımcısı Tabip Bin Başı Refik Bey (Saydam)
9. Müfettişlik Baş Yaveri Yüz Başı Cevat Abbas Bey (Gürer)
10. Dr. Yüzbaşı Behçet Efendi
11. Kurmay Mülhakı Mümtaz (Tunay)
12. Kurmay Mülhakı Yüz Başı İsmail Hakkı (Ede)
13. Müfettişlik Emir Subayı Yüz Başı Ali Şevket (Öndersev)
14. Karargah Komutanı Yüz başı Mustafa Vasfi (Süsoy)
15. Mülhak Yüz Başı Rauf
16. Yüz Başı Hersekli Ahmet Efendi
17. Kurmay Başkanı Emniyet Subayı Üsteğmen Hayati
18. Kurmay Mülhakı 3. Kolordu Komutan Yaveri Üsteğmen Arif Hikmet (Gerçekçi)
19. İAŞ Subayı Üsteğmen Abdullah (Kunt)
20. Mülhak Teğmen Zebur
21. Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (Kılıç)
22. Emir Subayı Teğmen Ruhsat
23. Adli Müşavir Ali Rıza Efendi
24. Tabur Hesap Memuru Rahmi Efendi
25. Tabur Hesap Memuru Ahmet Nuri Efendi
26. 1. Sınıf Katip Faik Efendi (Aybars)
27. 4. Sınıf Katip Memduh Bey (Atasev)
28. Zabit Vekili Tahir Efendi
29. Alay Katibi Yahya Efendi
30. Tabur Katibi Süleyman Fehmi Efendi
31. Hesap Memuru Şükrü Efendi
32.Kıdemli Çavuş Osman Nuri Oğlu Ali Faik
33. Kıdemsiz Çavuş İbrahim İzzet Oğlu Atıf
34. Çavuş Mustafa Oğlu Kemal
35. Çavuş Kemal Oğlu Mustafa
36. Onbaşı Tevfik Oğlu Adem
37. Onbaşı Ali Oğlu Refet
38. Onbaşı Abdullah Oğlu Ali
39. Nefer Hüseyin Oğlu Mehmet
40. Nefer Ahmet Oğlu Emin
41. Nefer Mustafa Oğlu İsmail
42. Nefer İbrahim Oğlu Ömer
43. Nefer Kerem Oğlu Mehmet
44. Nefer Mehmet Oğlu Mehmet
45. Nefer Hasan Oğlu Ulvan
46. Nefer Mehmet Oğlu Durmuş
47. Nefer Mehmet Oğlu Ali
48. Nefer Şakir Oğlu Nuri
49. Nefer Hasan Oğlu Hüseyin
50. Nefer Abdullah Oğlu Musa
51. Nefer Abdullah Oğlu Mehmet
52. Nefer Mehmet Oğlu Hasan
53. Nefer Bekir Oğlu Mahmut
54. Nefer İhsan Oğlu Mehmet Lütfi
55. Nefer Ali Oğlu Musa olmak Üzere Toplam 55 kişi
Atatürk ve kurmayı 22, Er ve erbaşlar 25, Müşavir ve katipler 8, Gemi personeli 21 olmak üzere toplam 76 kişi bulunmaktaydı. Tüm bu heyet 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a çıkış yapmış, bu gün Türk Kurtuluş Savaşının başlangıç tarihi olarak yerini almıştır. Bu günü başta bahsettiğimiz üzerine Gazi günü olarak Mahalli bir bayram günü olarak kutlanmaya başlanması önemli yer aldığını anlamıştık. 19 Mayıs 1919 gününün Ulusal bayram olarak kutlanmasın teklifi ilk olarak Beşiktaş Jimnastik Kulübün Atatürk e karşı duydukları sevgiyi dile getirmek ve göstermek için ‘Atatürk Spor Günü’ olarak kutlanması teklifi vardır. Bu teklifi Fenerbahçe ve Galatasaray Kulüplerine açıklamış Mayıs 1935 yılında bu konu dile getirilmiştir. Bu konuda 24 Mayıs 1935 yılında itibaren kutlanmaya başlamıştır. 1937 yılında ise 19 Mayısta Jimnastik şenliklerin kutlanması ile ilgili talimatnamede 19 Mayıs günü tarihe girmiştir. Ancak halen Milli bayram olarak kutlanmamıştır. Atatürk’ün ölümünden 6 ay önce 19 Mayıs etkinliklerini izlediğinde bile halen bayram olarak kutlanma özelliği yoktur. Ancak adı konulmamış bir bayram resmiyet kazanmamışta olsa artık kutlanmaya başlamıştır. Neticede 1 Haziran 1938 yılında 2739 sayılı kanunun 2. Maddesine bir fıkra eklenmesini ilgili yasa bakanlar kurulunda onaylanmış sonrasında Meclise sevk edilmiştir 20 Haziran 1938 yılında 3466 sayılı kanunla 2739 sayılı kanun 2 fıkrasına şu şekilde madde eklenmiştir. Madde g) Gençlik ve Spor bayramı Mayıs’ın 19 günü olarak’ yer alması Milli Bayram olarak kutlanmasına Meclis tarafından onaylanmıştır. Bu sayede Anadolu’da Milli Bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır.
17. 03. 1981 2429 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanan Milli bayramımızın adı ‘ Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak değiştirilmiştir. Aynı zamanda 1.10.1981 yılında 17475 sayılı resmi gazetede törenlerde uygulanacak yönetmelikle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor bayramın nasıl kutlanacağı konusunda yönetmelikler çıkartılmıştır. Ancak bu durum mevcut iktidar tarafından politize edilmiş ve 2012 yılında yönetmelikler değişime uğramıştır şu an mevcut yönetmelik şu şekildedir.
Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı 19 Mayıs günü, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’da karaya çıktığı saat olan 07.00’de başlayacak ve saat 24.00’te son bulacak.
Gençlik ve Spor Bakanı, günün anlam ve önemini belirten mesajını medya aracılığıyla bildirecek ve bir il törenine katılacak.
Atatürk anıt veya büstüne gençlik hizmetleri ve spor müdürlüğü, bulunmaması halinde mülki amirin görevlendireceği bir müdürlük tarafından çelenk konulacak. Çelenk konulduktan sonra İstiklal Marşı ile birlikte bayrak göndere çekilecek. Kutlama komitelerince hazırlanan programda yer alan diğer faaliyetler uygulanacak. Programda tören geçişi ve tebrikata yer verilmeyecek.
Böylece Milli Bayramların nasıl kutlanacağı konusundaki yönetmelik günümüze kadar gelmiştir. Toplum tarafından kabul görmeyen bu değişiklikler Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarının elinin güçlenmesine neden olmuştur. Toplum bu duruma tepki göstermiş olsa da devletin tüm kurumları içinde olduğu ve Meclisin çıkaracağı değişikliğe ihtiyacı vardır. İçinde bulunduğumuz siyasi konjönktürü düşününce ve çevremizdeki düşmanlarımızı ve içimizdeki hainlerin bu durumu kendi lehlerine çevirmesi gözden kaçmamaktadır. Tüm bireyler olarak bu durumu göz ardı etmeden birlik ve beraberliğimizi daha çok güçlendirmeliyiz. Bu sayede bu sorunların ve düşmanlıkların altından kalkabiliriz diğer türlü parçalanarak yok olmaya giden yola prim vermiş oluruz. Bu hassasiyet ve bilinçle önümüze bakmalıyız dayanışma ve birliktelikten taviz vermeden direncimizi kaybetmemeliyiz.
Saygılarımla.